1 Aralık 2012 Cumartesi

Sigarasız Hayat

Sigarayı bıraktım. Üstelik iradeli bir insan da değilimdir ha. Dahası tembel ve disiplinsizim. Sigarayı terk edebildiğim için kendimle gurur duyuyorum bu yüzden. Gerçi uzunca bir süre sigara kullanmış herkes gibi benim de bu konuda temkinli konuşmam lazım. Daha önce de sigara bırakma deneyimi yaşamış ve maalesef tekrar başlamıştım. Bu yüzden hemencecik havaya girmemem lazım. İki ayı geçti sigarayı terk edeli; ama değil iki ay iki sene de olsa temkinli olmam da fayda var.



Sigarayı bırakmayı çok istediğim ve bu konuda kendimi-yaklaşık bir sene-hazırladığım için zor olmadı aslında bırakmak. Öyle bir anda kafasına esip bırakıveren insanlar var. Benim sigarayı bırakmam öyle olmadı. Uzun bir süre bırakma işini psikolojik olarak kafama yerleştirmekle uğraştım. Kendime sürekli “sigarayı bırak” telkininde bulundum. Ve bir hedef koydum kendime. Pek iradeli ve disiplinli bir insan olmadığım için bir şeyleri gerçekleştirebilmek adına çeşitli hedefler koyarım ara sıra. Genelde işe yarıyor.

Lakin bir hedef belirlemek de o kadar kolay bir iş değil. Gerçekten önemli bir tarih bulmak lazım ki kararın arkasında durabilsin insan. Düşündüm, taşındım; hayatımdaki en güzel ve anlamlı değişimle birlikte hayatıma bir artı daha katayım istedim ve sigarayı bırakma konusundaki hedefimi belirledim: “Evlenince bırakacağım.” Ve düğünümüzün ertesi günü bırakma kararımı uygulamaya geçtim. Fakat sevgili eşim bu kararımı biraz daha geciktirmemi söyledi. Balayımızı “sigarayı bıraktığım zaman” olarak hatırlamamı istemiyordu. Hem sigarayı bırakma psikolojisiyle uğraşırken balayını berbat etme ihtimalim de vardı pek tabi. Hanım haklıydı her zamanki gibi.:) Neticede bir hafta sonra-balayının bitiminde-aldığım karara uydum ve sigarayı bıraktım. Tahmin ettiğimden daha çabuk alıştım sigarasız hayata. Daha çok zorlanacağımı düşünmüştüm oysa ki. Önceden planlamamın ve bir tarihi kendime hedef olarak seçmemin bu süreci kolaylaştırdığını düşünüyorum.


Şimdi ki hedefim bir daha asla sigaraya bulaşmamak. Bir tane bile içersem sonrası için büyük bir tehdit oluşturur. Bu yüzden sevgili dostlarım olur a keyifli ya da efkârlı bir anımda-hele de içki masasında -unutursunuz da bir sigara uzatırsınız filan… Yapmayın öyle şeyler! Emeğimi zayi etmeyin. Çalışın “emek edin” sizin de olsun. Nazar etmeyin aslanım. Halla Halla!.. Herkesi sigarasız hayata davet ederim. Bek iyi bek güzel…


Gelelim bu postun(gönderinin) hikâyesine. Blogtaki son posttan bu yana uzun zaman geçmiş. Bu geçen zaman içerisinde pek çok şey yazmak istedim bloga. Ama bir türlü yazamadım. Çok yoğun olduğum zamanlar da oldu tabi; ama blogu iyice boşlayışımın asıl sebebi tembelliğimden başka bir şey değildir. Hep üşendim, hep üşendim. Kafamda tasarladığım, yazdığım yazılar hep orada kaldı. Klavyenin tuşlarına ulaşamadı bir türlü. Blogculuğu çok seven, bundan kopmak istemeyen birisi olarak bu yazı, “dönüş”ün şerefine yazılmıştır. Sigarayı bırakışımın ikinci ayı şerefine tekrar blog yazmaya başlayacağım diye “hedef” koymuştum kendime. Üç gün gecikmeyle de olsa -ki bir tembel için üç gün gecikme hiçbir şey sayılmaz- “sigarasız hayat”la bloga da geri dönmüş oluyorum.

Yeni başlangıç, yeni hayat, yeniden blog…:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder