14 Haziran 2010 Pazartesi
Dünya Kupası Günlüğü 3
CEZAYİR: 0
SLOVENYA:1 (dk.79- Robert KOREN)
* Bu iki takımdan da bir cacık olmaz.
* Bu maç için söylenecek çok söz yok aslında. İnsanın futbol zevkini öldürecek bayat bir futbol oynadılar.
* Cezayir klasik bir Kuzey Afrika takımı. Mısır, Fas, Tunus ve Cezayir; bunlardan biri mutlaka dünya kupasında oluyor Afrika kıtasının temsilcisi olarak. Hepsi bileklerine hakim, teknik kapasitesi yüksek oyuncularla dolu amma velakin doksan dakika içinde bile istikrar gösteremiyorlar, bu yüzünden dünya kupası maceraları kısa sürüyor hep.
* Slovenya ise oyun disiplininden kopmayan, güçlü fizikli Yugoslav ekolünün örneklerinden ama koca takımda bir tane bile göz hoş gelen futbol oynayan bir adam olmaz mı yahu! Eskiden hiç olmazsa Zlatko Zahovic vardı.
* Çaprazdan gelen topa plonjon yapmaya çalışan kaleciye ne denir? Cevap veriyorum. Mal denir. (bkz. Cezayir kalecisi Chaouchi).
* Bu bayat maçta gol sesi çıkması için birilerinin saçmalaması gerekiyordu. Yoksa gol çıkmazdı gerçekten. Önce Slovenya defans oyuncusu Suler saçmalamaya çalıştı ama kalecisi Handanovic izin vermeyince saçmalama hakkını Cezayir kalecisi kullandı.
* Maçtaki tek güzellik CM’de çok severek oynattığım ve birçok takıma götürdüğüm Robert Koren’in golü atan kişi oluşuydu.:))
* Maçın bir diğer saçmalayanı da Uruguaylı Lodeiro gibi sonradan oyuna dahil olup çift sarıyla atılan Cezayirli Ghezzal’di.
SIRBİSTAN:0
GANA:1 (dk.85 Asamoah GYAN-Pen.)
* Gana turnuvadaki takımlar içinde yaş ortalaması en düşük olan takım. 23 yaş ortalaması olan bir takımdan bahsediyoruz. Bunu sahada da gayet iyi gördük zaten, körük gibi ciğerlere sahip olmak bu adamlar için söylenmiş olsa gerek.
* Aklı başında adam eksikleri var lakin. Essien gibi bir oyuncudan eksik olmalarına rağmen iyi bir iş çıkarttılar ve ikinci tur için büyük avantaj sağladılar.
* Sırbistan turnuva öncesinde övgü alan takımlardan biriydi ama biraz fazla büyütülmüşler sanki. Benim için hayal kırıklığı oldular.
* Milos Krasic’in adı transfer gündemini çok meşgul ediyor uzun zamandır. Beşiktaş’ın CSKA’yla oynadığı iki maçta izlemiştim, bu maç üçüncü izleyişim oldu. Üç maç bir oyuncu hakkında konuşmak için çok doğru veriler vermez belki ama ben yine de Krasic’in de gereğinden fazla büyütüldüğünü düşünüyorum. Bugün Sırp takımının belki de en silik adamıydı sahada. Zaten 25 yaşına gelmiş bir oyuncu çok büyük bir yetenek filansa eğer Rus liginde değil Avrupa’nın önde gelen liglerinde oynuyor olur.
ALMANYA:4 (dk.8 Lukas PODOLSKİ, dk.26 Miroslav KLOSE, dk.68 Thomas MULLER, dk.70 CACAU)
AVUSTRALYA:0
* Şampiyonluk adaylarından Arjantin ve İngiltere sahne almıştı daha önce ve beklentilerin altında kalmışlardı. Onlar kadar favori gösterilmeyen Almanya ise şahane bir başlangıç yaptı.
* Avustralya’nın kalibresi belli ama yine de turnuvaya 4-0 gibi bir skorla başlamak büyük iş.
* Almanya alışılmışın aksine bu sefer gayet genç bir kadroyla geldi kupaya. 32 takım içinde yaş ortalaması en genç 3. takım Almanlar. Genç yaşına rağmen uluslar arası tecrübesi yüksek bir takım oldukları da bir gerçek. Schweinsteiger, Lahm, Mertesacker, Podolski, Gomez gibi takımın belkemiğini oluşturan isimler uzun süredir bir arada oynuyorlar ve bu isimlerin en yaşlısı henüz 26 yaşında.
* Bugün farklı bir galibiyet almakla kalmadılar, çok hoş takır takır da bir futbol oynadılar. Mesut Özil’i izlemesi büyük zevk gerçekten.
* Avustralya hepimizin sempatiyle baktığı bir takım ama bugün Almanya karşısında çok çaresizlerdi. Açık ara takımın en büyük yıldızı olan Kewell’ın eksikliğinde yaratıcı oyuncu eksiği çekiyorlar. Üstüne üstlük Kewell’ın takım içindeki yerini doldurabilecek tek adam olan Tim Cahill de bir sonraki maçta kırmızı kart cezalısı olacak.
* Bu arada Cahill’in gördüğü kırmızı kart yüzde yüz yanlıştı. Kupanın ilk ciddi hakem hatasını da böylece yaşamış olduk.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder