14 Ekim 2010 Perşembe

Şili'den Alınacak Dersler

"Böyle bir kaza biz de olsa, madencileri üç günde çıkarırdık." demiş Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer. Hem suçlu hem güçlü olmak böyle bir şey heralde. Hatta hem kel hem fodul bunlar. Aslında galiz küfürler edesim var ama yakışık almayacak. Karadon madeninde hayatını kaybeden madencilerden ikisinin cesedine üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen ulaşılamazken muhterem bakan güzel sıvamış doğrusu.



Şili'de yaşananlardan yöneticilik dersi, daha önemlisi insanlık dersi alması gerekenler, çıkmışlar bir de abuk sabuk demeç veriyorlar. Ama normal, burası Türkiye. Hatırlarsak bu arkadaş, Karadon'da ölenler için "güzel öldüler" açıklamasını yapmış. Başbakan hazretleri ise "maalesef bu işin kaderinde var bu" demişti bir önceki maden faciasında.
Bir önceki Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanımız Faruk Çelik ise tersanelerdeki işçi ölümleri sorulduğunda "bu konunun benim bakanlığımla alakalı olduğunu düşünmüyorum" mealine gelen bir söz söylemişti.

Dediğim gibi bunların önce insanlık dersi alması lazım. İnsandan özge insandan değerli bir varlık olmadığını öğrenmeliler önce. Ama bunun için politikalarını değiştirmeleri gerekir ki bu işlerine gelmez. İnsan hayatının değil, daha fazla kâr ve daha fazla rantın önemli olduğu bir politik coğrafyada buna benzer haberleri ve demeçleri duymak alelade bir şey haline dönüştü zaten bizim için.



Şili'de farklı olan ne bir de ona bakalım. Güney Amerika günümüzde halkçı iktidarların ağırlıkta olduğu tek coğrafya belki de. Ve eski ABD başkanlarından Eisenhower'ın domino taşı teorisini doğrular bir siyasal yapı söz konusu Güney Amerika'da. Hepsi birbirini olumlu etkiliyor. Yanılmıyorsam; Güney Amerika'da, iktidarın sol kanadın elinde bulunmadığı iki ülke var. Bunlardan biri Şili diğeri de Kolombiya olsa gerek. Bu anlamda Latin ülkeleri halkçı demokrat iktidarlarıyla dünya siyasetinin yüz akı konumundalar. Ama işin güzel tarafı, Şili'de sağcı bir hükümet olmasına rağmen orda da işlerin insanlıktan yana işliyor olması. Aslında anahtar sözcükte bu:insan olmak. Son iki yüzyıldır insanlık tarihi siyasal çalkantılar için de sağıydı soluydu derken çok kan kaybetti. Önemli olan insan odaklı olmak, önemli olan insana değer vermek, emeğe ve erdemlere sahip çıkmak. Şili Devlet Başkanı Pinera; yeraltından gelen madenciye sarıldı ya, varsın sağcı olsun varsın solcu önemi yok.



Şili Allende'li Sosyalist zamanları da yaşadı, Pinochet'li faşist zamanları da. Pinera'dan bir önceki başkan sol kanattandı. Pinera sağ kanattan ama Latin Amerika'daki o güzel rüzgâr sayesinde kendilerine özgü bir sosyal demokrasi yaratmışlar gibi duruyor. Darısı başımıza.

2 yorum:

  1. ilker atalay23 Ekim 2010 15:11

    işte seni bunu için seviyorum. siyasi olarak farklı düşünsek de birçok konuda ortak noktamızın olduğunu biliyorum.
    valla doğruya doğru.bizim madencilerimizin durumu ortada...siyasilerimiz yaptıkları açıklamalarla battıkça yerin dibine batıyorlar..
    ama bence ülkemizdeki temel sorun; güçlülerin zayıfların üzerinden para kazanması.işçileri koruyan yasaların çıkmamış olması. emekçinin hakkının gözetilmemesi. hala ilkel yöntemlerle maden işçilerini çalıştırılıyor olması.meydana gelen maden kazalarında bilir kişilerin, patronları koruyan-kollalayan raporlar vermeleri...vs. vs. vs.

    YanıtlaSil
  2. eyvallah ilker.. sağolasın.. çok doğru tespitler yapmışsın.. güçlüler az zayıflar çok halbuki di mi.. ama bu devran böyle sürüp gidiyor maalesef..

    YanıtlaSil