1 Mart 2012 Perşembe

Saçma Toplumun Saçma Bireyi

Akılları pazara çıkarmışlar herkes yine kendi aklını satın almış diye bir söz vardır ya hani. Bu söz gerçekten de bizim milleti, içinde yaşadığımız toplumu çok güzel özetliyor. Kadını, erkeği; yaşlısı, genci; sağcısı, solcusu; profesörü, ev hanımı, şoförü, sporcusu, sanatçısı hiç fark etmez. Bizim bildiğimiz bize yeter ve zaten her şeyi de biliyoruzdur. Böyle de bir özgüvenimiz vardır. Kendini beğenmişlik dediğimiz bu durum beraberinde bencilliği de getirir haliyle.

Genetik kodlarımızda mı var bu, yoksa bu memleketin havası suyu mu bizi böyle yapıyor bilmiyorum. İkincisi daha kuvvetli gibi geliyor bana. Türkiye’ye gelip yerleşen yabancılara şöyle bir bakın, bir süre sonra bizden birileri haline dönüştüklerini görürsünüz. Bir vurdumduymazlık, bir tembellik, bir adam sendecilik, bir bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılık işleyiverir onların da kanına.


Genellemelere genel(!) olarak karşıyımdır aslında. Çünkü herhangi bir genellemenin sınırlarını çizdiği çemberin içinde olmaktan sıkıntı duyarım. Ki bir erkek olarak, bir öğretmen olarak, bir solcu olarak bir filanca olarak bir şekilde o genellemeler çemberinin içindeki yerimi almam kaçınılmazdır. Bense hangi kimliğimle var olursam olayım hiçbir genellemenin ya da ön kabulün beni sınırlandırmasını istemem. Hal böyleyken niye genelleme yapıyorsun diyeceksiniz doğal olarak. Bir genelleme yaparak cevap vereyim: Türk insanı kadar genellemeye yakışan bir topluluk bulmak zordur.

Bu ülke insanı birbirine çok benzer gerçekten de. Birbirinin aynı hayatlar yaşar burada, birbirinin aynı olan insanlar. Neredeyse doğduğunda ne yaşayıp ne yaşamayacağı üç aşağı beş yukarı bellidir. Sosyal statüsüne, aileden gelen zenginliğine göre küçük farklar ve sapmalarla benzer hayatları yaşarlar. Farklı olana karşı sevimsiz bir ön yargı-önyargının sevimlisi var mı ki-vardır bizim insanımızda. Farklı olanın ne yapacağı belli olmaz ve güvenli genelleme çemberinin dışına çıkıp huzuru bozabilir farklı olan.

Hal böyle olunca da herkesin birbirine benzediği bir coğrafyada herkesin yine kendini beğenmesi anormal değildir bir yerde. Aslında biraz daha zorlarsak şöyle bir sonuca bile varabiliriz. Kendini beğenen her bir boku bilen bu insanlar topluluğu birbirine bu kadar benzediğine göre aslında birbirini sevmektedir de. Çünkü bir diğeri aslında kendisidir. Yani kendini severken aslında diğerlerini de sevmektedir. Ee, şimdi böyle insanlara bencil nevinden nahoş sıfatlar takmak haksızlık değil midir? Düpedüz terbiyesizlik benim bu yaptığım. Kendi kendimi çürüttüm. Yaşasın saçmalamak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder