31 Temmuz 2020 Cuma

YAŞAMAK AĞRISI ASILDI BOYNUMA*



“Ya dışındasındır çemberin
Ya da içinde yer alacaksın
Kendin içindeyken
Kafan dışındaysa
Çaresi yok kardeşim
Her akşam böyle içip kederlenip
Mutsuz olacaksın
Meyhane masalarında kahrolacaksın
Şiirlerle şarkılarla
Kendini avutacaksın
Ya dışındasındır çemberin
Ya da içinde yer alacaksın”

Yeni Türkü’nün muhteşem şarkısı “Çember”in sözleri yukarıdaki gibidir. Sadece üç dörtlükle ne çok şey anlatıyor. Ayfer Tunç’un “Dünya Ağrısı romanında 331 sayfada anlattıklarının bir özeti gibi Yeni Türkü’nün “Çember”i.

Ayak uyduramayanların, -mış gibi yapamayanların, yalnız ruhların romanı Dünya Ağrısı. Kitapta Dünya Ağrısı diye tabir edilen şey fiziksel ağrılar gibi değil. Bir çeşit ruhsal ağrı, zihinsel bir ağrı başka bir deyişle. Ve hatta varoluşsal bir ağrı… Dolayısıyla dünya ağrısının bir ilacı da yok. Fiziksel ağrılar bir şekilde dindirilebiliyor ama dünya ağrısı dindirilemiyor bir türlü. En iyi anında, en mutlu anında bile gelip buluyor seni, sızım sızım sızlıyor bir yerlerinde. Bazı insanlar bu ağrıyı hiç bilmiyorlar. Çünkü doğduklarından beri bir kez bile sorgulamamışlar yaşadıkları hayatı, içine doğdukları dünyayı. Dünya ağrısı olmayanlar, mutlu(cahil/çocuk**) insanlar aynı zamanda. Dünya ağrısı çekenler ise çoğunlukla mutsuzlar. Dünya ağrısına rağmen mutlu da olunabilir aslında, ama belli belirsiz ve üç beş kısa andan ibarettir.***

Bazı kitaplar arasında ruh benzerliği bulunur. Ayfer Tunç’un bu romanının da “Aylak Adam, Anayurt Oteli, Tutunamayanlar” gibi romanlarla ruh benzerliği taşıdığını söyleyebiliriz. Hatta Anayurt Oteli’ne direkt gönderme bile var yakalayabilene. Benzer konular, başka romanlarda hem de artık kült olmuş romanlarda çok çok iyi bir şekilde işlenmiş olmasına rağmen “Dünya Ağrısı” hiç de “öykünen bir roman” olarak kalmamış. Kendi dilini, tınısını bulmuş; kendi atmosferini yaratmış ve kendi ayakları üzerinde duran sağlam bir romana dönüşmüş. Yeşil Peri Gecesi’nde çok beğendiğim Ayfer Tunç, bir kez daha kalbimi fethetti. Onun bu kadar derin meseleleri bu kadar iddiasız, yalın bir şekilde ifade edebilmesine bir kez daha hayran oldum.

“İyi kitapların insana iyi gelmediğini düşünürüm.” demişti Cybill Ètoile adlı bir Fransız düşünür. Biraz düşününce hak vermemek elde değil. İyi kitaplar bizi dürten, rahatsız eden, düşünmeye ve sorgulamaya iten kitaplardır. “Dünya Ağrısı” da bunlardan biri. Dürtmekle, rahatsız etmekle kalmıyor üstelik ayna tutuyor size. Ben kendimi bolca gördüm o aynada, heyhat!. İşte böyle, olur da bir gün bu kitabı okuyacağınız tutarsa ve de siz de-benim gibi-bu romandaki kahramanla pek çok ortak noktanız olduğunu düşünürseniz “vay halinize” ya da “ne mutlu size!”

------------------------------------------------------------------------------------------

Dipnotlar:
*”Yaşamak ağrısı asıldı boynuma/Oysa türkü tadında yaşamak isterdim.” Nevzat Çelik’in o müthiş şiiri “Şafak Türküsü”nden bir dize. Nevzat Çelik’in bu şiiri aklıma her gelişinde tüylerimi diken diken eder. Ahmet Kaya tarafından efsane bir şekilde bestelenmiş ve seslendirilmiş olduğu için değil sadece. Tamamen gerçek olduğu için. Nevzat Çelik, bu şiiri hapishanede idamını beklerken yazmıştır. Henüz 22 yaşında gencecik bir delikanlıdır ve ömrünün baharında düşüncelerinden ötürü idamla yargılanmaktadır. Ve işte o günlerde bu şiiri yazar. Yazının başlığının görüldüğü üzere kitapla bir ilgisi yok. Dünya Ağrısı tamlaması bana şiirdeki “yaşama ağrısı”nı çağrıştırdığı için bu başlığı seçtim. Ha tabi, bu şiirde anlatılanlarla kitapta anlatılanların büsbütün alakasız olduğunu söyleyemeyiz yine de. Sonuçta Nevzat Çelik de bir ayak uyduramayandır ve bazı ayak uyduramayanlar gibi dünyayı kurtarabileceğini/değiştirebileceğini sanmıştır. Ve bu güzel düşünceyle çıktığı yolda onu ve onun gibi uyumsuzları anlayamayanların renksiz sistemi gelip “yaşama ağrısı”nı asmıştır Çelik’in boynuna.

**Hermann Hesse, Siddharta romanında hayatı sorgulamadan yaşayan yığınları tanımlarken “çocuk insanlar” tabirini kullanıyordu.

*** “yaşamak dediğin üç beş kısa mutlu andan ibaret” (Yanmışım Sönmüşüm Ben, Sezen Aksu)


2 yorum:

  1. Şahane şarkının şahane şiirinin de kime ait olduğu yad edilse idi tastamam olur idi belki de :)

    YanıtlaSil
  2. Telaşlı dünya tatlısı, ağrılı sindirim sistemi bozuklukları... Gorki diyor öteki dinliyor, salıncaklı sancıların salaş sarhoşluğu...

    YanıtlaSil