16 Temmuz 2009 Perşembe

EĞER

EĞER

"Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;

Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;

Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;

Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,

Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,

Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;

Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,
ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;

Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
ve kaybedip yeniden başlayabilir
ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;

Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
işine yaramaya zorlayabilirsen
ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden
başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;

Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;

Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;

Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;

Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,
altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;

Yeryüzü ve üstündekiler senindir

Ve dahası

sen bir İNSAN olursun oğlum..."

Rudyard KİPLİNG



"Önyargılardan arınmış, gönlü geniş insanlarla dolu bir dünyada yaşamak isterdim. Ama yaşadığımız dünyanın öyle bir dünya olmadığını öğreneli çok oldu.
Hayatta kalabilmem ve yaşayabilmem için herkesin benim gibi düşünmesi gerektiği herkesin aynı hassasiyette yaşaması gerektiğini düşündüm uzunca bir zaman. İnsanların nobranlığını, cehaletini, aymazlığını, çakallığını, ikiyüzlülüğünü ve ahmaklığını dert edindim kendime. Mutsuz oldum böyle bir dünyada yaşadığım için. Geçmiş zaman kullanıyorum diye bu dertlerimden sıyrılabildim sanılmasın ama olgunlaştım biraz daha. Eskisine nazaran törpülendi benim de bazı yönlerim, istemeye istemeye de olsa “büyüdüm”.

İşte böyle zamanlarda dönüp dönüp Rudyard Kipling’ in oğluna hayatla ilgili öğütlerini içeren bu şiirini okudum. İnsanlar için de yaşayabilmek için herkesin bana benzemek zorunda olmadığını hatırlattı bana bu şiir, ya da herkes gibi olmak zorunda olmadığımı. Tüm keşmekeşe tüm bu yanlışlara rağmen sen doğru kalarak ve korkmadan ve aynı zamanda yılmadan ama kendini de soyutlamadan yaşayabiliyorsan o zaman ulaşabiliyormuşsun hayatın bilgeliğine. Bilgelik hayatta kalmayı başarma sanatıymış meğerse. Eğer yaşamaya cesaretin varsa…"

2 yorum:

  1. eline sağlık gürkan.Yapacak bir yorum bulamıyorsam bunun sebebi ne olabilir sence?

    YanıtlaSil
  2. bazen yorum yapmak gereksizdir dostum..
    sebep aramaya gerek yok..
    ta içinde bir yerlerde hissettiysen ve anladıysan yeterlidir..

    YanıtlaSil