15 Temmuz 2009 Çarşamba

Urumçi





Urumçi’ deki insanlık dramını üzülerek izledik. Yine dehşete düştük insanın insana yaptığı zulüm karşısında. İnsan söyleyecek söz de bulamıyor böyle zamanlarda. Zaten ne söylenebilir ki. Kınıyoruz, lanetliyoruz tüm kalbimizle ama daha fazlası yok. Hepsi bu. Daha fazla da ne yapılabilir ki de diyebilirsiniz haklı olarak.
Dünyayı üç beş çapulcu yönetiyor. Geri kalanlar; bizler birer figüranız… Onların oynadığı kanlı filmde üstüne bombalar yağan, vücudu delik deşik edilen, kafası gövdesinden ayrılan, kalabalık savaş sahneleri için kullanılan birer figüran… Ve de tabi ki uğruna öldüğümüz öldürdüğümüz değerlerimiz var. Dinimiz, milletimiz vs. Ben orada ölen insanlar Müslüman ya da Türk oldukları için değil sadece ve sadece insan oldukları için üzülüyorum. Ruandadaki, Şilideki, Filistindeki, Namibyadaki, Tibetteki insanlık suçlarına nasıl üzüldüysem buna da öyle üzülüyorum. Çünkü biliyorum ki bizi yönetenler, al kanımızı içip kadeh kaldıranlar bizi en güzel bu değerleri kullanarak bölüyor birbirimize düşürüyor sonra da geçip karşımıza timsah göz yaşları dökerek izliyorlar. Şöyle bir kaldırıp baksak kafamızı görürüz zaten; paranın, iktidarın dininin de milletinin de olmadığını. Onların hepsi aynı dinden aynı millettendir. Bizse farklılıklarımız yüzünden birbirimizi öldürüp arka planda mayına basarak gövdesi patlayan figüranlar olmaya devam ederiz.
Soykırımların, katliamların olmadığı bir dünya düşüyle…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder