Bugünlerde-aslında çoktandır-her kesimde bir demokrasi havariliği var. Herkesin demokrasiyi kendi menfaatine göre kendi dünya görüşüne göre yorumladığını söylemeye gerek yok sanırım.
Demokrasinin, hak ve özgürlüklerin yanında olmak ise bir aydının görevidir hiç kuşkusuz. Aydın dediğin kişi bunlar için mücadele vermelidir. Adı üstünde aydındır. Aydınlıkla, ilerlemeyle tanışmış, yoğrulmuş ve halkına bu yolda önderlik etmesi gereken kişidir aydın. Ülkemizdeki aydın profili ve karakteristiği de tartışmaya açıktır, aynen demokrasi bahsinde olduğu gibi kimin demokrat kimin aydın olduğu bir kavram karmaşası içinde yuvarlanıp gitmektedir. Herkesin kendince bir aydın tanımı var zira.
Ben de ister istemez bir aydın tanımı yaptım zaten yukarıda, halka önderlik etmeli filan dedim. Böyle düşünüyorum gerçekten; çünkü bir şeyleri bilmek insanları aydın yapmıyor, bilip de susana, öğrenip de paylaşmayana aydın mı denir. Ne bileyim; halkının önünde gidecek ama halkından da nefret etmeyecek, utanmayacak onlardan, onlara kızsa bile onları aşağılamayacak.
Aziz Nesin bu ülkedeki en aydın insanlardan biriydi örneğin. Çünkü bildiğini yazdı ömrünün sonuna kadar, paylaştı insanlıkla dahası arkasında bir vakıf bırakıp gitti. Trajikomik hallerimizi saydı döktü ama Aziz Nesin deyince insanların aklına çoklukla Türk halkının bilmem şu kadarı aptaldır sözü gelir. Bir sinir anında söylemiştir belki; ama Aziz Nesin ustanın dilinden dökülen en talihsiz açıklamadır neticede bu.
Geçen günlerde Fazıl Say da benzer talihsiz bir açıklamada bulundu. “Türk halkının arabesk yavşaklığından nefret ediyorum.” demiş muhterem. Gerçi bu Fazıl Say’ ın kırdığı ilk pot da değildi. Doğal olarak çok tartışıldı çok eleştirildi. Fazıl Say neticede bir Aziz Nesin de değil. Bir dahi olabilir belki ama aydın olmak için yeterli değil bu. Kaldı ki buralardan çekip gitmeyi düşünüyorum diyen bir aydın da samimi gelmiyor bana.
Güzel insan Vedat Özdemiroğlu’ nun Uykusuz’un son sayısındaki Fazıl Say yorumu da harikuladeydi gerçekten: “İnsanın aklı da detone oluyor bazen.”
Aydın insanlarımızın en güzellerinden birinin şiiriyle bitirelim yazıyı:
AYDIN MISIN
Kilim gibi dokumada mutsuzluğu
Gidip gelen kara kuşlar havada
Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden
Tabanında depremi kara güllelerin
Duymuyor musun
Kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol ışık ol yumruk ol
Karayeller başına indirmeden çatını
Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
Alıp götürmeden büyük denizlere
Çabuk ol
Tam çağı işe başlamanın doğan günle
Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden
Her satırında buram buram alın teri
Her sayfası günlük güneşlik
Utanma suçun tümü senin değil
Yırt otuzunda aldığın diplomayı
Alfabelik çocuk ol
Yollar kesilmiş alanlar sarılmış
Tel örgüler çevirmiş yöreni
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun
Aç iki kolunu iki yanına
Korkuluk ol
Rıfat ILGAZ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Gürkanım yazın için teşekkürler bugünlerde çok tartışılması gereken altının çizilmesinde şüphesiz fayda bulunan önemli bir konuya girmişsin. Ülkede mesele bitmiyor ve hepside bu coğrafyadaki gelceğimizi içeren günlük bir ton konu tartışılıyor NTV de CNN de Habertürkte orda burda, bir sürü köşelerde yazılıp çiziliyor. Aydın insanların yorumları farklı bakış acıları ve en önemlisi işlerinin toplumsal konuları irdelemek olması baska konulara mesai harcamama durumu bizi onların ağzına baktırıyor. Onlarında yükü az değil her konuda fikrini merak ediyoruz bu adamların her şeyi bilsinler istiyoruz... ÖN görsünler ve dedikleri çıksın diye bekliyoruz sonra madalya takıyoruz...Ama bizi bilinmeze sürükleelerle dolu fikirleri aydın ilan ettik bu aralar bizim aydın ilan etmediğimiz insanlar hiç tanımadığımız insanlar bize olayları yorumlar oldu, birde kuvvetli edebiyatı olan insanlara olan sempatimiz var o sempatiyi kullanarak (ahmet Altan vb ) bizi bilinmezlere ucurumlara götürenler var tüm bunları toplayınca kim aydın kim değil yeniden tespitte fayda var... İşin doğrusu bizim aydına değilde anadoludan yöreden çıkan kanaat önderlerine ihtiyacımız var... Aydın kürsüsü işgal edilmiş mezhebi belirsiz meşrebi belirsizlerin elinde oyuncak olmuş... Fazılsay ve Aziz Nesin in gafı yok azı var bence... Sen kanaat önderliğinden aydınlığa terfi etmedikce bu ülkede aydınlar ancak aydın havası oynarlar... yine karmaşık oldu ama sen anlıyorsun ya kaygısızım...
YanıtlaSilKanaat önderi dediğin de aydındır zaten.. öyle olmalıdır ziyadesiyle.. işaret ettiğin nokta doğru.. aydın kisvesiyle dolaşan insanlara bir baksana.. halktan o kadar uzak o kadar bihaberler ki.. halkın içinden birileri izah etmeli bazı şeyleri, yol göstermeli.. ama kanaat önderi filan da kalmayacak git gide.. cemaatçilikle, cemiyetçilikle, particilikle, adamcılıkla iyiden iyiye yiyip bitirdiler anadolu insanının saf bilgeliğini de..
YanıtlaSil