5 Şubat 2011 Cumartesi

Bokun İçinde Yüzmek

Bu ülkede zorla çileden çıkartıyorlar insanı. Seversin ya da sevmezsin, yaşam tarzını tasvip edersin ya da etmezsin; ama ölmüş gitmiş bir insanın arkasından bu kadar da seviyesizce konuşmazsın be arkadaş. Üç gündür ülke gündeminde Defne Joy Foster’ın ölümü konuşuluyor. Bir insanın ölümünün bu kadar magazinleştirilmesi yeterince mide bulandırıcı zaten; ama bundan daha feci olan bu tartışmalardaki seviyesizlik.

Önceki gün, insanımızın internetle ilişkisini anlatan bir şeyler yazmıştım ve sözün bir yerinde ekşisözlükle ilgili de bir şeyler yazmam gerektiğini zikretmiştim. Ekşisözlüğü kurulduğu ilk günden beri takip ederim. Eskiden çok öğreticiydi, git gide bir fosseptik çukuruna dönüşmekte. Aslında o leş kokulu çukura dönüşen memleketin kendisi, ekşi bunun yansımasından başka bir şey değil. Ülkedeki bütün kutuplaşmayı, bütün yarılmayı, pespayeleşmeyi, çürümeyi oradan takip edebilirsiniz. Nicklerinin ardına gizlenen binlerce sözlükçü, karşıtlarına olan nefretlerini en bayağı haliyle kusmaktan başka bir şey üretmiyorlar son zamanlarda. Beyinden, sağduyudan yoksun bayağı bir tartışma ortamı almış başını yürümüş durumda orada.
Tabi ki Defne Joy Foster'ın ölümü de bu seviyesiz tartışma ortamından payını almış durumda.

Ekşiyi açıp rastgele okuyun-hangi düşünceye sahip olursanız olun-tepenizin atması yarım saat sürmeyecektir. O denli bir iğrençlik hâkim. E, peki niye inatla takip ediyorsun diyeceksiniz, zorun mu var kendinle. Kendimle zorum yok; ama bu ülkeyle, dünyayla, insanlarla zorum var arkadaş. Ekşi bana nasıl bir ülkede yaşadığımı hatırlatan örneklerden biri.

Dünyanın bir yerlerinde yer yerinden oynuyor, insanlar sokaklarda, daha insanca, daha özgürce yaşayabilmek için zulme karşı siper etmişler kendilerini; ülkenin başkentinde emekçiler kapıda bekleyen yeni sömürü paketlerine karşı koymak için omuz omuza verdikleri için coplanmışlar, gaz yemişler, yerlerde sürüklenmişler; yine o ülkede ihmaller yüzünden iş yerleri patlamalarla darmadağın olan bir düzine insan hayatını kaybetmiş. Bizse oturmuşuz artık aramızda olmayan birinin iffetini tartışıyoruz. Hıncal Uluç gibi Serdar Arseven gibi tipler çıkıyor; su testisi suyolunda kırılır, zaten kucakta hoplatılıyordu gibi rezalet şeyler yazıyor. İşin kötüsü böyle düşünenler sadece bu ismini saydığım köşe yazarları değil, onlar köşem var ağzıma geleni yazarım şeklinde takılırken sokaktaki sıradan insanın da bu konudaki argümanları onlarınkinden farksız değil.

Bu ülkede yaşamak bazen gerçekten zorlayıcı olabiliyor. Şimdi birileri çıkıp sevmiyorsan terk et kardeşim de der. O kadar da kendimizden emin ve küstahızdır. Dünyanın en vatansever ve en namuslu milletiyizdir aynı zamanda. Tabi ki bizim namus anlayışımız kadınların bacak arasıyla ilgilidir sadece. Doğuştan namus bekçisiyizdir. Erkeğe her yol mubahtır; ama kadın yaparsa orospudur. Tecavüze uğrayan kızlarımızı tecavüzcüsüyle evlendirip namusumuzu kurtarırız. O olmazsa veririz delikanlılarımızın eline silahı, temizleriz namusumuzu en hijyeniğinden. Bu yüzden evli, üstelik çocuklu bir kadının bir başka erkeğin evinde olmasını affedemeyiz, namusumuza o kadar düşkünüzdür ki kendi namusumuza halel gelmiş kabul ederiz. Ülkeyi hep bu alkol ve seks düşkünü “geniş” insanlar batırdığı için onların ölümünü reva görürüz; hatta Allahtan da lafta korktuğumuz için arkalarında konuşmakta da sakınca görmeyiz. Yeter ki namusumuz yerinde olsun tek.

Namuslu dediğin insan dürüsttür oysa. Yalansız, dolansız olmaktır namuslu olmak. Transparency İnternational(Uluslar arası Şeffaflık Derneği)’ın 2010 yılında yayınladığı verilere göre yolsuzluk ve rüşvet sıralamasında Avrupa 1.si, Dünya 6.sı bir ülkenin vatandaşıyız. Ne kadar gurur verici. E, hani nerde namus, nerde dürüstlük, temizlik. Hep o dinsiz, imansızların yüzünden değil mi(!) Asıl tartışılması gereken bu değil midir arkadaş!! Her geçen gün fakirleştirilirken, ötekileştirilirken genç yaşta ölmüş gitmiş bir insanın seçimlerimidir bizim tartışmamız gereken.

Bu nasıl bir iki yüzlülüktür yahu… Bokun içinde yüzüyoruz resmen. İnsanın midesi kaldırmıyor artık. Elalemin iffetinden, padişahın uçkurundan değil kendimizden başlamalıyız temizliğe, eğer cesaretimiz ve gerçeklerle yüzleşecek yüzümüz varsa.

5 yorum:

  1. ÇOK GÜZEL KONULARA DEĞİNİYORSUN.TEBRİK EDERİM, LAKİN SESİNİ DUYAN VARMI Kİ?GORKİ...

    YanıtlaSil
  2. Sizin düşüncelerinize tamamen katılıyorum. Ben 46 yaşındayım. Eskiden şöyle bir söylem vardı, "Her şey para demek değil" derlerdi. Şimdi ise bu söylem değişti. Her şey para ve menfaat oldu. Kurban Bayramında trafik kazası sonucu 165 insan hayatını kaybetti. 611 kişi çoğu ağır olmak üzere yaralandı. Kamuoyunda bu gibi konular nedense pek gündemde kalmıyor artık. Bu kazaların gerçek suçluları gerçekten kazayı yapan kişiler mi? Yoksa ehliyet almak için insanların müracaat ettiği kursların ne kadar denetlendiğini ve kurs veren kurs personelinin bu konuda eğitiminin ve vasıflarının sorumlu kişiler tarafından denetlenip denetlenmediğini doğrusu merak ediyorum. Son 3 gündür Ankara'daki patlama gündemden neredeyse düşmüyor.Tabi ki bu olayın da olmamasını isterdim. Bu iki konuda da belli bir kesimin bu patlamanın baya ilgisini çekmiş olmalı ki gündemi baya meşgul etti. Birilerini gündem değiştirmek için sevindirdi gibi izlenim veriyor.

    YanıtlaSil
  3. Rumuz: 46
    İçki ile ilgili düşüncelerim 30 sene önce içki içenler içmesini bilirdi. Şimdi ise içkiyi Çamlıca Gazozu zannederek içenler içmesini bilmeyenler içkiyi içip de toplu taşım aracına binenleri kınıyorum. Çok içip de toplumu rahatsız edip içkiyi insanlara şeytan suyu gibi gösterenleri de kınıyorum ve nefret ediyorum.

    YanıtlaSil
  4. sesimizi kimse duymasa da söylemek boynumuzun borcudur.. insan olmanın diyetidir.. hem ses dediğin kaybolmaz, uçup gitmez.. bizimle birlikte yaşar çağlar boyu.. herkesten benzer sesler çıkmaya başladığında güçlenir ve duyulur hale gelir.. ve o zaman bir işe yarar işte.. bozuk düzende doğru çark olunmaz demiş pir sultan abdal.. beş yüzyıl önce söylemiş bunu.. yitip gitmemiş sesi, bize hala yol gösteriyor.. bozuk düzeni düzeltmeye çalışmak için-hiçkimseler duymasa da umursamasa da- söylemeye devam edeceğiz bildiklerimizi, dilimiz döndüğünce..

    YanıtlaSil
  5. O seslerin çıkmasını duyulmasını ben de isterim.

    YanıtlaSil